Stres Bilgi

Stres Bilgi, Stres ile alakalı herşey..

Acımasız bir dünyada yaşadığımız gerçeğini kabul etmek gerek. Çalışmak, para kazanmak zorundayız. Bu kadarı yetmez! Her gün biraz daha fazla çalışmak, işimizde en iyi yere gelebilmek için çaba sarfetmeliyiz ve bunun için de var gücümüzle çırpınmalıyız. Evet çalışmak güzel, bir o kadar da önemli; fakat şimdi işin acımasız kısmına geliyoruz. Bu koşuşturmaca içinde kendimize vakit ayıramayan, sadece çalışmaya konsantre olmuş bizler, yaşadığımız tüm bu iş hayatı stresinin belki de ömrümüzden çaldığının farkında olmuyoruz. Buna dikkat çekmek için; 20 yıl boyunca 25-65 yaş arası 820 kişi üzerinde yapılan çalışmalar sürecinde, iş stresine bağlı 53 ölümün gerçekleştiği gerçeği kanıt olarak gösterilebilir.

Hamilelik depresyonu (antepartum depresyon) anne adaylarının yaklaşık %10-20'sinde görülen bir durumdur. Hamilelik dönemi bir anne adayı için sevinç, heyecan, mutluluk gibi duyguların yanı sıra zaman zaman korku, endişe gibi duyguları da getiren inişli çıkışlı duygu durumlarına neden olan bir dönemdir. Bu nedenlerle ve ayrıca hamilelikteki hormonal değişikliklerin de etkisiyle anne adaylarının bir kısmında depresyona kadar varan duygu durum değişiklikleri görülebilmektedir. Daha eskiden geçirilen bir depresyon, aile ilişkilerindeki sıkıntılar, gebelik öncesi ve gebelik sırasında çıkan tıbbi problemler, stres gibi durumlarda gebelik depresyonuna katkıda bulunmaktadır.

Tek tip beslenme, yetersiz karbonhidrat alımı, aşırı yağlı yiyecek tüketimi, alkol ve aşırı kafein alımı; depresif duygu durumunuzu artırabilir. Uzun süre aç kalmak ve düzensiz saatlerde beslenmek ise; kan şekeri düşüklüğü, sinirlilik ve tahammülsüzlük gibi sıkıntılar yaratır.

Küçük çocuklar da biz yetişkinler gibi bu dünyada yaşıyor ve çeşitli uyarıcılarla karşı karşıya kalıyor. Hayatın küçük bir çocuk için çok kolay olduğunu zannetmek biz yetişkinleri yanılgıya sürükler. Birçok insan dertlerimizden sıyrılmak için “keşke çocuk olsaydım” diye söylenir. Halbuki küçük çocukların da kendi ölçeklerinde sorunları olabilir. Günlük yaşamda onların da kendilerine göre bazı huzursuzlukları, sevinçleri, hüzünleri olabilir.

Renk, bir dekorasyon öğesi olmaktan çok daha fazlasıdır. Doğada, böcekler, balıklar, kuşlar, çiçekler ve daha fazlası rengi kendilerini kamuflaj etmek için kullanırlar. Aynı şekilde renk sayesinde çiftleşecek eşlerini bulurlar ve hayatta kalmak için verdikleri savaşta yine rengin gücünü kullanırlar. İnsanlar ise bulundukları ortamı renklerle dekore ederler ve kendilerini ifade etmek istedikleri renklerde kıyafetler giyerler.

Stres kısaca vücudun otomatik olarak içsel ve dışsal uyaranlara karşı verdiği duygusal bir tepkidir. Her insan belli dönemleri yoğun stres altında geçirebilir. Peki böyle zamanlarda stresli bir ruh halinden kurtulmak için neler yapılmalı?

SERATONİN: Mutluluk hormonu adı da verilen seratonin insanı dinç kılan, performansını artıran ve aktif bir hayat sürmesini sağlayan enerjiyi verdiğinden insanın mutlu olmasını da sağlamış olmaktadır. Görüldüğü gibi, insanın hayatını optimal ve ideal bir düzeyde sürdürebilmesi aldığı gıdalarla da yakından ilişkilidir. Bu hormon, daha çok B1 ve B2 vitaminlerinde bulunmaktadır. Bulgur, nohut, süt ve süt ürünleri, çikolata, muz, hindi eti, kırmızı biber, portakal gibi besinler vücutta endorfin salgılanarak seratonin yani mutluluk verici hormonun üretimini sağlarlar.

Yaşam boyu mutsuz ve karamsar olarak hayatı sürdürmek çekilir bir durum değildir açıkçası. Kişiler kendilerini kolayca mutlu edebilirler. Yapılması gereken birkaç şey sayesinde hayatlarının gidişatını değiştirerek içinde bulunulan durumdan mutlu olmak sağlanabilir.

Nasıl mı?

İş yaşamında strese yol açabilecek faktörler, işin yapılış şekli ile ilgili olabileceği gibi, işletmenin yapısından, fiziksel çevre şartlarından ya da bireylerin kendi özelliklerinden kaynaklanabilir. Özellikle işletmenin doğasında olan bazı özelliklerden oluşan stres kaynakları, çalışanlar için sürekli sorun yaratırlar. Kaynaklar fark edilmeyince etkili bir şekilde stresi kontrol altına almak mümkün olmaz. Bunun sonucunda da kronik stres kaynakları haline dönüşürler.

Hafta sonunu iple çekiyoruz, pazar günü geldiğinde ise gelecek haftayı düşünüp geriliyoruz. Peki, çalışanların kabusu 'pazartesi sendromu'nu nasıl atlatabiliriz?

Siz de hafta sonu tatilinin ışık hızıyla geçtiğini ve koskoca bir haftanın sizi beklediğini düşünerek geriliyor musunuz? Çalışan insanların kabusu olan 'pazartesi sendromu'yla baş etmek, aslında sanıldığı kadar zor değil. Uzmanlar, Capacity dergisine bu sendromu ve alınması gereken önlemleri anlattı:

Evlilik kararını almak ne kadar keyifli olsa da; kadın / erkek herkesin gözünü biraz korkutur. Neden mi? Cevabı apaçık ortada aslında… Evlilik öncesi hazırlıklar, düğün telaşı, ailelerle ilişki seviyesinin artması, vs derken ortaya çıkan yüklü stres… Pudra.com olarak size önerimiz; aslında keyfini çıkararak yaşamanız gereken bugünlerin kabusa dönüşmesini engellemek için bazı konularda dikkatli davranmak ve stresi yönetebilmek!

Evlilik kararını aldıktan sonra neler değişiyor?

Stresin sizde bir miktar gerginlik ya rattığını ve güzel bir masajın her şeyi halledeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çocuk sahibi olamamaktan nefes darlığına kadar birçok sıkıntınızın kaynağı yoğun stres altında yaşamanız olabilir. Stres ve sebep olduğu hastalıklar oldukça fazladır;

Hayatın kalabalığından, karmaşasından ve problemlerden kaçarak sığınılan bir odadır aslında yatak odaları. Günümüz hayat şartlarında insanların neredeyse hepsinin hayatın karmaşasından sıkılıp evlerinde rahatlamaya çalıştıkları gözlemlenmiştir. İşte bu nedenle pek çok tasarımcı ve mimar bir araya gelerek insanların gün içerisinde yaşadıkları problemleri unutup rahat bir uyku çekebilmeleri adına bir odada neler yapılabiliri araştırmışlardır.

Fibromiyalji teşhisi zor bir hastalık olmakla beraber tedavisi de kişiye özel olan bir rahatsızlıktır.Genel olarak bazı besinlerin fibromiyaljiyi tetiklediği ve iyileşme sürecini uzattığı gözlemlenmiştir.
Fibromiyalji hastası iseniz uzak durmanız gereken bazı besinler şunlar

* Aspartan (Doğal tatlandırıcı)
Fibromiyaljili bireylernın çoğu için aspartanla tatlandırılmış olan yiyecekler belirtileri şiddetlendirebilir. Sinir sisteminde MMDA olarak bilinen bir ağrı algılayıcısı vardır. Bir ağrı akuttan kronik hale dönüştüğünde MMDA ağrı algılayıcısını açılması için uyarır. Ekzitotoksin olarak sınıflandırılan aspartan bu olayın uyarılmasında yardımcı olur. Fibromiyaljili bireylernda halihazırda aşırı şekilde aktif olan MMDA ağrı algılayıcısı onları ağrı konusunda aşırı şekilde şüpheci yapar.

*MSG (Mono sodyum glutamat) ve nitratlar dahil gıda katkıları

Stres beraberinde birçok hastalığa davetiye getirir.Bunlardan bazıları bitmeyen kronik baş ağrıları,mide rahatsızlıkları,eklem ağrıları ,kalp çarpıntıları , depresyon vs...

Bu ağrı ve şikayetlerden peygamber efendimizin dualarıyla korunmak ve kurtulmak mümkün..

Peygamber efendimizden öğrenilen bazı dualar ile bu tür ağrı sızıdan kurtulmanız temennisiyle..

**Baş ağrısı için dua;

Bismillahirrahmanirrahim. Ve lehü ma sekene fil leyli ven nehari ve hüves semi-ul alim. Ve lev şae lecealehü sakina.üskün eyyühel veceu kema sekene arşirrahmani ve karra bi kararillah.

'Alllahümme bibüsütir rububiyeti , ve ta'zimis samadiyyeti , ve bi kademil ceberutiyyeti ve bi kudretil vahdaniyyeti

Kim bu duayı okumaya devam eder yada başında taşırsa başağrısı rabbimin izni ile zail olur.

Yine kim 21 defa besmelei şerife yazıp üzerinde taşırsa baş ağrısından kurtulur.