Melanin pigmenti vücudun ürettiği, deriye ,göze,saçlara renk veren boya pigmentidir.
Saç köklerinde bulunan ve melanosit hücrelerinden oluşan melanin pigmenti iki temel melenin üretir. eumelanin ve feomelanin.Saç kökünde bulunan bu melaninlerden eumelanin saçın koyuluğunu belirlerken , feomelanin, saçın kızıllık ve sarışınlık derecesini belirler.

Genel ve doğal olarak yaşlandıkça saçlar beyazlamaya başlar.Çünkü saç foliküllerindeki hücreler bu pigmentleri üretemez hale gelir.tembelleşir.Yaş ilerlemediği halde saç beyazlamasının sebepleri vardır..tiroit,stres ,soyaçekim,B12 vitamini eksikliği, iyot ya da demir gibi minerallerin eksikliği vb. saçın beyazlamasında etkili olabilir.

Stres DNA hasarına yol açabiliyor.Buda karmaşık olmakla beraber muazzam çalışan vücudumuzda karışıklıklara yol açabiliyor.

Robert Lefkowitz ve ekibi fareler üzerinde gerçekleştirdikleri deneyler sonucunda araştırmada, kronik stresin DNA’da hasara neden olan bir mekanizma yarattığını ve bunun saç ağarmasına yol açabileceğini tespit ettiler.

Kaptan Pilot Eric Moody'nin kullandığı , 1982’de Kuala Lumpur’dan Perth’e gitmek için havalandığı uçakta 4 motorun aynı anda durması sonucu Cakarta havalimanına acil iniş yapmıştır.Bu felakete ramak kalan olayda soğukkanlılığını koruyan Eric'in altı ay sonra saçının bir kısmı beyazlamış 6 ay sonra tamamen saçı beyaza dönmüştür.

Bir gecede üzüntü ve stresten saçın beyazlaması hikayeleri oldukça yaygın olmakla beraber doğruluğu tespit edilememiştir.Fakat yapılan araştırmalarda bazı vakalar bunu doğrulayacak türdendir.

Örneğin, Mart 1923'te, 62 yaşındaki bir dul yaralandı ve kaymış ve düştükten sonra aşırı derecede korku çekti. Hastanede 3 ay kaldı. Kadının başının oksipital bölgesinde 80 cm ölçülen koyu renkli saçları vardı. Hastanedeki ikinci günün sabahı başının ön yarık küresindeki kılların bazal alanları 1 cm uzunluğunda beyaza dönüşmüştü. Başlangıçta, başının oksipital hemisferinin saçında bir değişiklik görülmedi. Onun frontal hemisferindeki beyazlaşma ilerlemesi devam ederken, ancak hız düştü, oksipital kafatası yarı küresinin 80 cm uzunluğundaki tüyleri renk değişikliği göstermeye başladı. Hasta 90 gün sonra hastaneden çıkınca, bu tüyler karanlık kalan ve farklı lokasyonlarda beyazlatılmış düzensiz tüyler karışımı içeriyordu. Kılların çoğu yalnızca uzak bölgelerinde kurumuştu. Kadının son muayenesinde, hastaneden çıktıktan 92 gün sonra gerçekleştirilen ön saçlarının bazal beyazlaması 10 cm idi ve başının oksipital alanı tamamen griye dönüşmüştü. Sadece birkaç hafta önce, kadın ilk önce saç kaybı olduğunu fark etmişti. Saç boyasını hiç kullanmadığını ve Sticker'ın kendisini tanıyan insanlardan yaptığı araştırmalara göre o kaymış olduğu zaman sahip olduğu uzun koyu renkli saçları yaşadığını belirtti. Benzer şekilde, Baelz, bir kadın hastanın saçının 6 ay içinde karanlıktan büyük oranda griye dönüştüğünü bildirdi. Düzensiz beyaz tüyler telleri daha koyu kıllarla karıştırıldı. Beyaz tüyler yaklaşık 25 cm uzunluğunda boyandı. Renk değişimi, kadın bir gemi kazasından kurtulduktan sonra başladı.

Bütün bunların tam olarak stresle ilişkisi netleşmese de etkisi olduğu kesindir.