Psikolojide Stres (zorlantı)
Psikolojide Stres (zorlantı)
Stres kavramıyla her gün her an karşı karşıya kalıyoruz. Gerek yaşamsal anlamda, gerek kuramsal olarak stres günlük yaşamımızın büyük bir parçası haline gelmiş durumda. İlkönce stresin tanımı (Psikolojik Terimler Sözlüğü, Adnan Erkuş, 1994) ve özelliklerinden başlamak istiyorum; daha sonra yoruma geçeceğiz.
Stres ya da zorlantı, bir organizmanın üstesinden gelmesi gereken yeni koşullar karşısında verdiği tepki durumudur. Stres, düşünce, duygu, davranış ve fizyolojik tepkilerin hepsini içerir. Bu tepki, bireyden bireye değiştiği gibi, aynı bireyde zaman ve mekana göre de değişiklik gösterir. Bilişsel açıdan bakacak olursak, stresin dozu; bireyin olaya verdiği önem ve kendisini söz konusu olayın üstesinden gelebilecek donanıma sahip olarak algılayıp algılamamasına bağlıdır. Stres olumlu dozda olduğunda bireyin psikolojik gelişimine katkıda bulunabilir(itici bir güç unsuru olarak da algılayabiliriz). Ancak, genellikle çağdaş yaşamın getirdiği zorluklar karşısında sık sık gösterilen bir tepki durumuna gelen stres, psikosomatik hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabilir(örneğin, psikolojik kökenli ülser, kalp rahatsızlıkları...gibi.). Stresle hastalıklar arasındaki ilişkiyi arayan çeşitli araştırmalar yapılmış ve modeller öne sürülmüştür.
Bir de bedensel açıdan strese bakarsak, stres tepkisi, sinir ve hormonal sistemlerin etkinliklerini içerir. Otonom sinir sisteminin “sempatik” kısmı, bedeni stres yaratıcı olaya karşı savaşmak ve bu olaydan kendini kurtarmak için hazırlar. Sempatik sistem böbreküstü bezlerini uyararak hormon salgılanmasına yol açar. Böylece “genel uyarılmışlık düzeyi(arousal)” yükselir: Kalp atışı hızlanır, sindirim azalır, kanda glikoz düzeyi yükselir. Bedenin savunma sisteminde ortaya çıkan bu uyarılmışlık haline Hans Selye(1956) “Genel Adaptasyon Sendromu” adını vermiştir. Selye’ye göre, tüm olumsuz uyarıcılar genel adaptasyon sendromu(GAS) denen biyolojik bir tepki ortaya çıkarır. Bu tepki üç aşamada ortaya çıkar: a) Alarm, b) Direnç ve c) Tükenme aşaması. Son aşamada, organizmanın(canlının-burada tabii ki insandan söz etmekteyiz) direnmek için gerekli olan enerjisi tükenir. Organizmanın kendisini yeniden toparlaması mümkün olmakla birlikte, olumsuz uyarıcı ortadan kalkmadığı sürece sonuç, depresyon(daha önce uzunca değinmiştik), diğer bazı fizyolojik rahatsızlıklar ve hatta ölüm olabilir.
Stres ya da zorlantı, bir organizmanın üstesinden gelmesi gereken yeni koşullar karşısında verdiği tepki durumudur. Stres, düşünce, duygu, davranış ve fizyolojik tepkilerin hepsini içerir. Bu tepki, bireyden bireye değiştiği gibi, aynı bireyde zaman ve mekana göre de değişiklik gösterir. Bilişsel açıdan bakacak olursak, stresin dozu; bireyin olaya verdiği önem ve kendisini söz konusu olayın üstesinden gelebilecek donanıma sahip olarak algılayıp algılamamasına bağlıdır. Stres olumlu dozda olduğunda bireyin psikolojik gelişimine katkıda bulunabilir(itici bir güç unsuru olarak da algılayabiliriz). Ancak, genellikle çağdaş yaşamın getirdiği zorluklar karşısında sık sık gösterilen bir tepki durumuna gelen stres, psikosomatik hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabilir(örneğin, psikolojik kökenli ülser, kalp rahatsızlıkları...gibi.). Stresle hastalıklar arasındaki ilişkiyi arayan çeşitli araştırmalar yapılmış ve modeller öne sürülmüştür.
Bir de bedensel açıdan strese bakarsak, stres tepkisi, sinir ve hormonal sistemlerin etkinliklerini içerir. Otonom sinir sisteminin “sempatik” kısmı, bedeni stres yaratıcı olaya karşı savaşmak ve bu olaydan kendini kurtarmak için hazırlar. Sempatik sistem böbreküstü bezlerini uyararak hormon salgılanmasına yol açar. Böylece “genel uyarılmışlık düzeyi(arousal)” yükselir: Kalp atışı hızlanır, sindirim azalır, kanda glikoz düzeyi yükselir. Bedenin savunma sisteminde ortaya çıkan bu uyarılmışlık haline Hans Selye(1956) “Genel Adaptasyon Sendromu” adını vermiştir. Selye’ye göre, tüm olumsuz uyarıcılar genel adaptasyon sendromu(GAS) denen biyolojik bir tepki ortaya çıkarır. Bu tepki üç aşamada ortaya çıkar: a) Alarm, b) Direnç ve c) Tükenme aşaması. Son aşamada, organizmanın(canlının-burada tabii ki insandan söz etmekteyiz) direnmek için gerekli olan enerjisi tükenir. Organizmanın kendisini yeniden toparlaması mümkün olmakla birlikte, olumsuz uyarıcı ortadan kalkmadığı sürece sonuç, depresyon(daha önce uzunca değinmiştik), diğer bazı fizyolojik rahatsızlıklar ve hatta ölüm olabilir.
Konular
- Fibromiyalji Belirtileri Nelerdir?
- Fibromiyalji Hastalığının Tedavisi Var mı?
- Fibromiyaljiyi Tetikleyen Faktörler
- Fibromiyalji Ağrı Noktaları
- Fibromiyalji Diyeti Nedir , Hangi Besinlerden Uzak Durmak Gerekir?
- Sınav Kaygısı Ve Başa Çıkma Yöntemleri
- Stres,Kaygı ve Korkudan Kurtulmak İçin Okunacak Ayetler
- Başağrısına Karşı Okunacak Dualar
- Uyku Bozukluğu İçin Dua
- Sıkıntı ,Stres ve Üzüntüye Karşı Okunacak Dualar
- Heyecanı Yenmek İçin Okunacak Dualar
- Ezberlemeyi Kolaylaştıran, Hafızayı Kuvvetlendiren Dualar
- Stres Saç Dökülmesinde Etkili midir?
- Saçlar Neden Dökülür?
- Saç Dökülmesinde Ne Zaman Doktora Gitmelisiniz?
- Saç Dökülmesi İçin Hangi Doktora Gidilir?
- Stres Saçı Beyazlatır Mı?
- Stresten Saç Dökülmesine Doğal Çözümler
- Erken Saç Beyazlamasına Sebep Olan Faktörler
- Saç Dökülmelerinin Erkek ve Kadın Üzerindeki Etkileri
- Saç Dökülmelerinin Erkek ve Kadın Üzerindeki Etkileri
- Erkeklerde Saç Dökülme Tipleri ve Sınıflandırılması
- Kadın Tipi Saç Dökülmesi
- Erken Beyazlayan Saçlar İçin Çözüm
- Saç Dökülmesinin Çeşitleri
- Saç Dökülmeleri Nasıl Önlenir?
- Saç Dökülmesine Hangi Vitaminler İyi Gelir ?
- Çocukların Saçı Neden Dökülür?
- Saç Dökülmesi Hangi Hastalıkların Habercisi ?
- Stres Kanser Hücrelerini Besliyor!