Neden Strese Gireriz?

Neden Strese Gireriz?

Stres yönetimi konusunda verilen derste öğretmen su dolu bir bardağı kaldırıp öğrencilerine sordu;

- Bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır?

Öğrenciler, 200 gr ile 400 gr arasında diye cevap verdiler. Öğretmen cevaplar üzerine dedi ki;

- Bardağın ağırlığı önemli değil. Herkes rahatlıkla kaldırabilir. Önemli olan bardağı ne kadar uzun süre elinizde tuttuğunuzdur. Eğer, bir kaç dakika tutarsam, ağırlığı hissetmezsiniz. Fakat bir kaç saat tutarsam, bardak ağır gelmeye başlayacak ve kolumda bir ağrı hissedeceğim. Eğer, çok daha uzun süre tutarsam, kolum dayanılamayacak kadar ağrır ve artık kalkamayacak hale gelir. Aslında bardağın ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun süre tutarsanız, bardak size çok daha ağır gelir.

Öğretmen anlatmaya devam etti:

- Eğer sıkıntılarınız küçük bile olsa devamlı yanınızda taşırsanız, hiç dinlenmezseniz sonunda sıkıntılarınız dayanılamayacak duruma gelir. İşteki sıkıntılarınızı eve taşırsanız, durmadan sıkıntılarınıza yoğunlaşırsanız, hayatınız çekilmez bir hal alır. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra kaldığınız yerden devam etmektir.

Genelde, kendi yeteneklerimize bakışımız ile içinde bulunduğumuz durumun gereği olarak düşündüğümüz şeyler arasında bir uyumsuzluk algıladığımızda strese gireriz.

Psikolog Selye, stresin üç dönemli bir süreç olduğunu ileri sürer;

İlk döneme ‘alarm tepkisi’ adını vermiştir. Bu dönemde; vücut bir stres kaynağı ile karşılaştığı zaman buna hazırlanarak, otonom sinir sistemi gayet faal bir duruma geçer, salgı bezlerini uyararak kana bol miktarda adrenalin ve onun etkisi altında ortaya çıkan diğer biyokimyasal maddeleri pompalar. Salgıların etkisi altında vücut alarm durumuna geçer. Ve ortaya çıkacak acil durumlarla uğraşmaya hazırlanır. Eğer birbirini izleyen iki stresli olay arasında insanın kendini yenileyebileceği kadar zaman varsa, her şey yolundadır.

Stres veren uyarıcı veya ortam devam ederse ikinci dönem ortaya çıkar. İkinci döneme ‘direnç dönemi’ adı verilir. Bu dönemde organizma yapmış olduğu alarm tepkisini ortadan kaldırır. Stresli ortama bir tür uyum yapar. Ve kandaki biyokimyasal maddeleri geri çeker. Organizma normal koşullar altında işliyormuş izlenimi verir. Ne var ki; gerçekte organizma yorulmakta, içten içe direncini kaybetmektedir.
Stresle etkili bir şekilde baş edemediğimizde; üçüncü basamak olan ‘tükenme döneminde’ beden artık stresin baskısına dayanamaz ve direncini kaybeder. İlk alarm dönemindeki belirtiler yeniden ortaya çıkar; hastalığa yakalanma ihtimali de oldukça artar.
Top