Panik Atak Nedenleri

Panik Atak Nedenleri

Uzmanlar stres ve kaygının belli bir ölçüde kalmak şartı ile sağlıklı bir hayat için gerekli ve normal olduğunu söylüyorlar. Ancak kaygı hali bu ilk aşama kadar masum düzeyde kalmadığında ve korku ile birlikte hayatı olumsuz etkilemeye başladığı noktada tehlike çanları çalmaya başlıyor. Panik ataklara ya da panik bozukluğuna tam olarak neyin sebep olduğu bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin panik atakların ortaya çıkmasında rol oynadığı bilinmektedir.

Genetik faktörler: Ailesinde panik bozukluk, panik atak hastaları olan kişilerde panik atak belirtileri görülme riski bulunmaktadır. Kadınlarda panik atak şikayetine erkeklere oranla daha fazla rastlanır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bu durumun biyolojik faktörlerden dolayı kadınların hastalığa daha yatkın olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.

Yoğun stres: Yakın ve çok sevilen bir kişinin ölümü, cinsel taciz gibi travmatik olaylar, boşanma, iflas ya da doğum gibi yaşam tarzında büyük değişiklikler, yoğun stres kaynağı olarak kişilerde panik atakların görülmesini tetikleyebilir. Yoğun stres duygusu acil bir tehlike karşısında olma hissi yaratır ve kaygının giderek artmasıyla panik atak tetiklenir.
Taciz ve travma: Fiziksel ve cinsel tacize uğramak kaygı ve panik atakların ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Kaza, tecavüz, yangın, soygun gibi travmatik olaylar da aynı şekilde panik atak rahatsızlığının ortaya çıkmasında etkili olabilir. Bu tür taciz ya da travmatik olayların ardından kişilerin yaşadığı stres ve korku duyguları, olayın tekrarlayacağına dair yoğun bir endişeye dönüşebilir. Bu endişenin giderek artması ve kontrol edilememesi panik atak krizlerini tetikleyecektir.

İlaçlar ve Uyarıcı Maddeler: Bazı ilaçların kullanımına ara vermek ya da kafein, kokain, anfetamin gibi uyarıcı maddeler almak, kaygı ve panik atak belirtilerine yol açabilir. Bu maddelerin etkisiyle vücuttaki kimyasal dengesizlik ve panik duygusunun tetiklenmesi nedeniyle terleme, bulantı, baş dönmesi, titreme, korku ve kontrol kaybı belirtileri görülebilir ve tüm bunlar kişide panik atak rahatsızlığı gelişmesine neden olabilir.

Beyin fonksiyonları: Beynimiz yakın bir tehlikeye karşı sinir sisteminden uyarı sinyalleri aldığında, beynimizin Amigdala denilen bölgesi harekete geçer. Amigdala, kaygı tepkimizi kontrol eder. Bazı kişilerde Amigdala bölgesi yakın bir tehlike olmamasına rağmen kaygıyı tetikler. Kaygı bizi harekete geçirdiğinde, vücudumuz böbrek üstü bezleri aracılığıyla adrenalin salgılar. Adrenalinin bilinen bir diğer adı da ‘dövüş ya da kaç’ hormonudur.

Adrenalin salgıladığımızda kalp atışlarımız hızlanır, terlemeye başlarız, midemiz hareketlenir ve nefesimiz düzensizleşir. Bütün bunlar bir panik atağı tanımlayan özellikleridir.

Eğer yakın bir tehlike altında olmamanıza rağmen vücudunuz adrenalin salgılamışsa, bu hormonu tehlikeden kaçmak üzere kullanamayacağınız için bu adrenalinin birikmesi bir panik atağa neden olabilir. Panik bozukluğu olan kişiler, geçirdikleri bir panik atağın ardından sürekli bir panik atak geçirme korkusu taşımaya başladıklarından günlük yaşamları bu durumdan etkilenmeye başlar.
Top